AMELİYAT SEÇENEKLERİ
Kişisel olarak meme kanseri cerrahisindeki amaçlarım: hastayı tümörsüzleştirirken meme estetiğini artırmak; koltuk altı lenflerini korumak ve nihayetinde hastanın yaşam kalitesini artırmaktır.
Meme kanseri cerrahisinin başlıca 2 bileşeni bulunmaktadır:
– Meme dokusunun cerrahisi
– Koltuk altı (Aksilla) cerrahisi
Kanser nedeniyle memenin tamamının alınması (Total mastektomi) kararı için aceleci olmayın. Çünkü daha sonra meme yapma işlemi (geç rekonstrüksiyon) hasta ve hekim için özel bir güçlük ve külfete sahiptir. Hastalar çoğunlukla, total mastektomi ile kanserden daha etkili korunacağını düşünürler. Oysa bu çok doğru olmayan bir yargıdır. Belirli durumlarda uygulanabilir, ancak her durumda uygulanamaz.
CERRAHINIZA MEMEYİ KAYBETMEME İSTEĞİNİZİ, HATTA DAHA ESTETİK BİR MEME İSTEĞİNİZİ BAŞLANGIÇTA BELİRTİN!
Genel olarak, meme korunduğu ve sadece kanserli bölge çıkarıldığı zaman hemen daima bu ameliyat sonrasında radyoterapi (ışın tedavisi) gerekli olmaktadır. Bu uygulama meme kanserinin nüks etmesini önlemektedir.
Küçük tümörlerin çıkarılması işlemi, memede ciddi deformite yaratmaz ancak % 20’den fazla doku çıkarılması ve tekrar tekrar yapılan cerrahi işlemler, meme estetiğini önemli ölçüde bozabilir. Memedeki kanser odaklarını çıkarırken, memeye uygun şekil verme işlemleri cerrahtan cerraha farklılıklar gösterir. Tümörün meme dokusundaki yerine göre 200’e yakın yöntem bulunmaktadır. Örneğin büyük memeli bir hastada meme küçültülerek tümör çıkarılabilir. Diğer tümörsüz memede aynı oranda küçültülür veya tümörlü memenin tedavileri tamamlanınca küçültme işlemi uygulanabilir. Meme başı sarkık olan bir hastada tümör çıkarılırken meme başı dikleştirmesi (mastopeksi) hem tümörlü ve hem de tümörsüz memeye uygulanabilir.
Belirli durumlarda (şiddetli aile öyküsü, çok odaklı meme tümörü vs.) her iki meme boşaltılarak silikon implant ile onarım yapılabilir. Bu işlemlerde genellikle meme başları da korunur (nipple sparing mastectomy) ve bir çok hasta cerrahi sonrası radyoterapiden kurtulabilir.
İnsanların ikinci görüş hakkı vardır (Human right to have second opinion). En az 2 cerrahtan görüş almanızı öneririm.
Koltuk altı cerrahisi:
Koltuk altı lenflerin korunması son derecede önemlidir. Koltuk altı lenf düğümlerinin boşaltılması (aksilla diseksiyonu), radyolojik ya da patolojik olarak koltuk altı yayılımı kanıtlanmışsa, bekçi lenf düğümü biyopsisinde (sentinel lymph node biopsy) 2 den fazla yayılımın olması gibi durumlarda geçerliliği olan bir uygulamadır. Ancak, yayılımın (metastazın) olmadığı durumlarda fazla yapılan bir cerrahi uygulamadır ve hastayı rahatsız edici sonuçları olabilmektedir. Örneğin kolda şişlik, hareket kısıtlılığına yol açabilmektedir (Kalıcı kol ödemi koltuk altına yönelik ışın tedavisi sonucunda da gelişebilmektedir).
Sentinal lenf nodu, tümörün ulaştığı ilk lenf düğümü anlamına gelmektedir. Bu düğümde yayılımın olamaması diğer düğümlerde de yayılım olmadığı anlamına gelir. Böylece, hasta yan etkisi daha çok olan geniş lenf cerrahisinden korunur.
Bu düğüm iki yöntemle saptanmaktadır:
a) Mavi boya yöntemi; lenfozurin adı verilen özel bir boyadır ve cerrahiden hemen önce memeye uygulanır. Ameliyat sırasında koltuk altındaki maviye boyanmış lenf düğümleri yayılım açısından incelenir. Az da olsa bazı yan etkileri vardır. Örneğin allerji gelişebilir. Birkaç gün mavi-yeşil renkli işeme görülebilir…
b) Radyonüklid yöntem: Ameliyattan birkaç saat önce memeye özel bir radyoaktif madde enjekte edilir. Ameliyatta özel bir dedektör kullanılarak aktif lenf düğümü bulunur ve incelenir. Bu yöntem, son derece güvenlidir ve etkindir (Kişisel olarak hemen tüm hastalarında tercih yöntemimdir)